PROF. DR. KÜLAHOĞLU, YENİ NORMALDE, OKULA KALİTELİ DÖNÜŞ İÇİN YAPILMASI GEREKENLERİ ANLATTI

Haberler

GAÜ'DEN

PROF. DR. KÜLAHOĞLU, YENİ NORMALDE, OKULA KALİTELİ DÖNÜŞ İÇİN YAPILMASI GEREKENLERİ ANLATTI


Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, öğrencilerin Pandemi nedeniyle ara verdiği yüz yüze eğitimin ardından, yeni normalde okula kaliteli bir dönüş için yapılabilecekleri hakkında bilgilendirmede bulundu.

Prof. Dr. Şermin Külahoğlu, Pandemi süreci ile birlikte kesintiye uğrayan yüz yüze eğitimin ardından, bir çok öğrencinin önümüzde ki günlerde yeniden yüz yüze eğitime başlayacağını belirterek, bu konuda özellikle ailelerde korkunun hakim olduğunu belirterek şunlara değindi;

“Aileler çocuklarını salgından korumak için uzun süre evde tuttular. Şimdi okula göndermeye pek gönüllü görünmüyorlar. Okulun aileleri rahatlatmaya, korkularını dindirmeye ve güven vermeye hiç olmadığı kadar çok ihtiyacı var. Bu ‘Yeni Normal’de farklı sınıflar arasında eğitsel etkinlikler, grup çalışmaları, daha küçük yaş öğrencilerinin daha büyük yaşta olanlarla eşleştirilmesi gibi kontak gerektiren uygulamaların yüz yüze yapılması (zaten yapılmıyordu diyebilirsiniz) artık hiç mümkün görünmüyor. Geri gelmeyecek olanlara karşılık, sosyal mesafe, maske, uzaktan eğitim gibi yenilikler var.”

“Eğitim çocuklar için bir hak ve devletin de en temel hizmet alanlarından biridir. Çocuğun okula yeniden dönüşünün başarıyla gerçekleştirilmesi, onun eğitimine kendini verebilmesi; motivasyonu ve sonuçta okul başarısı açısından çok önemlidir. Kaliteli bir yeniden dönüş, okulda kendini güvende hissetmesini, okula karşı olumlu duygular geliştirmesini, okuldaki ilişkilerini ve sonuçta, eğitiminin, tüm yönleriyle sürekli gelişim biçiminde gerçekleşmesini sağlayacaktır. Bu yeni okula dönüşte neler önemlidir? Neleri/nasıl uyarlayabiliriz? Okuldan kopuşu engellemek, çocuklarımızı bu salgın dönemine kurban etmemek için öngörülü ve yaratıcı biçimde sorulara yanıt aramalıyız.

Bu yazıda öngörüşü ve yaratıcılığı işe koşmaya çalışıp, yeni normalde okula kaliteli bir dönüş için yapılabilecekleri sorguladığımda, önemli gördüğüm birkaç somut öneriyi paylaşacağım.

1. Okul ve ev arasındaki uzaklığı azaltmak gereği bence, kaliteli bir okula yeniden dönüş için en öncelikli konudur. Okul ailelerin sorularını yanıtlayarak kaygılarını azaltan, kendilerini çocuklarının eğitiminde baş aktör olarak hissetmelerini sağlayan, okula katılımlarını ve işbirliği sunmalarını teşvik eden nitelikte olmalıdır. Çocuklarına yansıtacakları olumlu okul imajı, onların gözünde yaratmalıdır. Bunun için okulu sanal ziyaret yoluyla ailelere açmaktan başlanabilir. Okul personelini ve okulun temel birimlerini tanıtan, okulun işleyişiyle ilgili bilgileri aktaran bir video yapılabilir. Okulun web sitesinde okulun internet sitesinde, gerekli bilgilerin ve bağlantılı belgelerin, fotoğrafların koyulabileceği bir Covid-19 bölümü açmak yararlı olabilir. İlk haftalarda telefon veya mesaj iletişimi, çocuklarının okula dönüşü konusunda aileri rahatlatacağı için ihmal edilmemelidir. İnternet üzerinden “velilerle görüşme akşamı” düzenlenebilir. Okulun, çocuklarının okul dışı yaşamında uzman konumunda olan anne-babalardan öğreneceği çok şey vardır.

2. Okulda bir takım olarak çalışma ihtiyacı, bu kriz döneminde daha da artmıştır. Birlikte daha etkili çalışmak için, ortak bir vizyon gerekir. Okul çalışanları şu soruları birlikte yanıtlamaya çalışmalıdır: Bu dönemde, okul olarak bizim için en önemli olan nedir? Bu NEDEN önemli? Bunu NASIL yapabiliriz? Planımız NEDİR? Somut olarak ne yapacağız? Her birimizin sorumluluğu ve/veya eylemleri neler olacak? Tüm bu sorulara en iyi yanıtlar, öğretmenlerin birbirleriyle dayanışma içinde olmasıyla bulunabilir. Öğretmenler, birbirlerine daha çok açılmalı, problemleri ve çözümünü meslektaşlarıyla paylaşma yolları yaratmalıdır. Her günün sonunda küçük bir zaman dilimi ayırarak iyi yaptıklarını ve yapamadıklarını birlikte görüşme toplantısı buna bir örnek olabilir.

3. Önce insan sonra program! Bazılarını düş kırıklığına uğratacağım için üzgünüm ama okulun belli bir programı gerçekleştirmek için değil, insanları geliştirmek için olduğunun, özellikle bu içinde bulunduğumuz ortamda, öğretimin geri planda kalması gerektiğinin artık kabul edilmesi gerektiğini vurgulamak zorundayım. Okul, programdan daha çok öğrencilere odaklanmalı ve “onların büyümeyi sürdürmeleri nasıl sağlanabilir”, sorusunu yanıtlamaya önem vermelidir. Eğitimde performanstan daha çok ilerleme dikkate alınmalıdır. Öğrenciler küçük adımlarla da olsa, ilerlediklerini görmeye ihtiyaç duyarlar. Üstelik salgın baskısı altında duygusal bir bagajla okula dönüyorlar. Öz güven ihtiyaçlarını karşılamak için önce başarı duygusu yaşamaya ihtiyaçları olacaktır. İlk aylarda tüm eksikleri hızla tamamlamaya girişmemek, yavaş gitmek, empatik olmak, öğrencilerin ritmine göre ilerlemek daha iyi sonuç verecektir. “Daha hızlı gitmek için bazen yavaşlamak gerektiğini” düşünmekte yarar vardır. Sınıf çalışmalarında öğrencilerin farklı eğitim ihtiyaçlarına yanıt veren seçenekler sunulabilir. Esnek değerlendirme ve “iyileştirme alanları hakkında yapıcı geribildirim” olanağı sağlanmalıdır. Böylece daha az sayıda öğrenci, konuların onu aştığı algısı yaşayacaktır.

4. Etkin/aktif bir pedagojiye geçiş gerekiyor. Öğrenci öğrenmenin içine dâhil edilmelidir. Bu salgın dönemi, tüm beklenmedik olaylara hazırlıklı ve baş etme becerilerine sahip olmanın önemini göstermiştir. Bu hazır oluş için öğrenciler, buluş yoluyla öğrenmede olduğu gibi, kendilerini de sorgulayacakları ve sorgulamalarına yanıt arayacakları karmaşık uğraşlar içine sokulmalıdır. Klasik derslerin tekrarlı alıştırmalarından vazgeçilmesi, öğrencilerin öğrenme eylemi içinde giderek daha çok otonom olmaya yöneltilmesi gerekmektedir.

5. Okulda ilişkiden daha fazlasını, bağlantıyı kurmak önemli. İnsanı geliştirmek için, onunla güçlü biçimde ilgilenmek, bağlantıda olmak gerekir.

Öğrenciler eski sınıf arkadaşlarından ayrılmamalı ve her gruba ders veren öğretmen çeşitliliği (bulaşmayı önlemek ve bağlantıları güçlendirmek açısından) olabildiğince azaltılmalıdır. Öğrencilere yardımcı olması için onları yakından izleyen bir öğretmen belirlenmesi de önemlidir. Amaç, uzun bir aradan sonra okula dönen öğrencinin kaygısını azaltmaktır. Sınıf arkadaşları ve güvendiği yetişkinlerle çevrelendiği bir ortama dönüş daha yumuşak gerçekleşecektir. Güne başlarken sınıfın nabzını tutmak için tartışma zamanları ayırmak, herkese empatiyi deneyimleme şansı verebilir.